BAYRAM SOFRALARINDA BULUŞALIM
.
BORA KAŞLI
-
YILIN en özel zamanlarından biri yaklaşıyor: Kurban Bayramı. Sadece dini bir vecibe değil, aynı zamanda yüreklerin yumuşadığı, kırgınlıkların unutulduğu, kucakların açıldığı bir zaman dilimi… Bayram, geçmişle geleceğin, büyüklerle küçüklerin, şehirle köyün aynı sofrada buluştuğu yerdir. Ve bu buluşma, bize aslında ne kadar çok şeye sahip olduğumuzu tekrar tekrar hatırlatır.
Kurban, paylaşmaktır. Bir lokmayı, bir gülüşü, bir vedayı, bir kavuşmayı… Etin sadece sofralarda değil, dostluklarda da bölüşüldüğü bu günler, bizi biz yapan o kadim değerleri canlandırır: Yardımlaşma, dayanışma ve merhamet.
Gelin görün ki, modern çağın hızında bazen bu değerleri yitiriyoruz. Bayramlar, işte tam bu noktada devreye giriyor. Dört günlük bir tatil değil, dört günlük bir ruh temizliği gibi… Anneye baba demeyi, kardeşe sarılmayı, komşuya hal hatır sormayı yeniden öğreniyoruz. En önemlisi, belki aylarca görüşmediğimiz akrabalarla göz göze gelip kalpten bir “iyi bayramlar” demek bile, buzları eritmeye yetiyor.
Kurban Bayramı’nın birleştirici gücü, sadece aileler arasında değil; toplumun her kesiminde hissedilir. Zenginle yoksul aynı sofrada buluşur. Kentliyle köylü, memurla işçi, gençle yaşlı arasındaki mesafeler silinir. Çünkü bayram, insanı insana yakın kılar. Sosyal adaletin ete kemiğe büründüğü, paylaşmanın sadece sözde kalmadığı nadir zamanlardır bu günler.
Belki de bu yüzden bayramlarda en çok çocuklar sevinir. Onların gözlerinde gördüğümüz o parıltı, geleceğe olan umudumuzu tazeler. Çünkü biliriz ki sevgiyle büyüyen çocuklar, yarının en güzel toplumunu inşa eder.
Bu bayram, sadece kurbanlarımızı değil, önyargılarımızı da keselim. Dargın olduğumuz biriyle barışalım. Bayramda bir tebessümün, bir selamın, bir tabak yemeğin nelere kadir olduğunu unutmayalım.
Çünkü bu bayram, sadece takvimdeki bir gün değil; kalplerdeki birliktir, kardeşliktir, insanlıktır…
İyi bayramlar.
