TRUMP YENİDEN AMERİKAN BAŞKANI
Türkiye Cumhuriyeti ve ABD İlişkilerinde Yeni Dönem Başlıyor
BORA KAŞLI
-DONALD Trump’ın yeniden Amerikan başkanı seçilmesi, Türkiye-ABD ilişkileri açısından yeni bir dönemin habercisi. Trump’ın dış politikada daha içe dönük ve “Önce Amerika” odaklı stratejisi, Türkiye’ye yönelik baskıları bazı konularda hafifletebilirken, diğer alanlarda önemli sınamalar yaratabilir.
Özellikle Suriye ve NATO politikaları, Türkiye’nin Washington ile ilişkilerinde kilit konular olacak gibi görünüyor. Trump, önceki döneminde ABD askerlerini Suriye’den çekerek Türkiye’ye bu bölgede daha geniş bir hareket alanı sağlamıştı. Ancak PKK’nın Suriye kolu YPG’ye destek vermesi, iki ülke arasında gerginliğe neden olmuştu. Bu gerginliğin nasıl yönetileceği, önümüzdeki dönemde belirleyici olacak. Aynı şekilde Trump’ın NATO’ya yönelik eleştirileri de Türkiye’nin savunma politikaları açısından hem risk hem de fırsat anlamına geliyor.
Ekonomik alanda ise Trump’ın korumacı politikaları, Türkiye-Amerika ticaretinde bazı sorunlar yaratabilir. Çelik ve alüminyumda daha önce uygulanan ek vergiler gibi tedbirler, Trump’ın ABD pazarını koruma isteğiyle tekrar gündeme gelebilir. Ancak Trump’ın, Türkiye gibi bölgesinde çok güçlü ülkelerle doğrudan anlaşmalar yapma konusundaki yaklaşımı, ülkemizin ticaret hacmini artırmak için fırsatlar da yaratabilir.
Sonuç olarak, Trump’ın başkanlığı Türkiye için karmaşık bir tablo çiziyor. ABD’de durum: Sanayisizleşme ve orta sınıfın giderek yoksullaşması, onlarca yıllık stratejik yayılma ve aşırı küreselleşme, göçmen akını ve ülkenin demografik yapısındaki hızlı değişimler izolasyonculuğu yeniden moda haline getiriyor. (Trump'ın İzolasyonculuğunun Derin Kökleri, 9 Eylül 2024) NATO ile Rusya arasındaki bir savaşı önlemek, Ukrayna konusunda en az zararla atlatılacak bir senaryo ile çıkış bulmak gereklidir. (Amerika'nın Dış Politika Ataleti, 14 Ekim 2024) Konuyu farklı cephelerdeki pencereden ele alan bu yazılar, ABD’nin gelişen dünya karşısındaki ciddi açmazlarını ortaya koyuyor. ABD’yi çok kutupluluktan kurtaracak sihirli bir formül, hangi yoldan gidilirse gidilsin bulunamıyor.
Türkiye, bu yeni dönemde ABD ile ilişkilerini dengeleyerek, hem kendi stratejik çıkarlarını koruma hem de iki ülke arasındaki iş birliğini geliştirme adımları atma girişiminde bulunacaktır.
Öte yandan Türkiye, Amerikan yayılmacı anlayışına ve özellikle bölgemizde Filistin meselesi ile ilgili emperyalist yayılmacı siyaset izleyen ülkelere karşı dik duruş sergileyecektir. Çıkmazda olan Amerika ve Avrupa yerine yüzümüzü doğuya çevirmek en güzel seçim olacaktır. Savaşsız bir dünya umuduyla…