13 Eylül 2024 - Cuma

MATEMATİK ZEVKLİ BİR OYUNDUR AMA…

MATEMATİK ZEVKLİ BİR OYUNDUR AMA…

Yazar - BORA KAŞLI
Okuma Süresi: 5 dk.
134 okunma
BORA KAŞLI

BORA KAŞLI

-
Google News

ÖĞRETMENLERİ en çok düşündüren ve arayışa sürükleyen önemli sorunlardan biri de hiç kuşkusuz girdikleri dersi öğrencilerine sevdirmek, öğrencilerin o derse karşı ilgilerini arttırmaktır. Zaten dersi sevmeyen bir öğrenci o dersten çoğu kez başarılı da olamaz. Bu nedenle öğretmen, başarılı bir eğitim için öğrencilerine dersi sevdirmek zorundadır.

Matematik için de öyle. İyi bir matematik öğretimi için önce matematik dersini öğrencilere sevdirmek gerekir. Kusursuz bunun da çok özel bir reçetesi olmamakla birlikte, her ders için olduğu gibi matematik dersinin de özel öğretim yöntemleri vardır. Her dersin kendine özgü özel öğretim yöntemleri yanında, uygulama aşamasında da her öğretmenin kendine özgü izlediği bazı özel yöntemleri olur.

Önce öğrencilerin bu dersten hangi seviyede olduklarını ölçmek gerekir. Çocuğun seviyesi bulunduğu sınıfın seviyesinde olmayabilir. Sayıları kavrama, arttırarak ve eksilterek sayma, dört işlem yapabilme durumu nedir? Bütün bunlar her çocuk için ayrı ayrı ölçülerek bilinmeli ve özel bir deftere not edilmelidir. Çünkü matematik bu saydığım temel beceriler üzerine kurulur. Bu saptama başarılı bir matematik öğretimi için çok önemlidir. Çocuğun seviyesi bulunduğu sınıfın seviyesinde olmayabilir. Bizi bağlayan çocuğun bulunduğu sınıf seviyesi değil, çocuğun bulunduğu seviyedir. Bu nedenle eğiteceğimiz çocuğun ilk önce seviyesini not edeceğiz ve sınıfta seviyeye göre öğretim yapacağız. Bunu yaparken ezbercilikten kaçınılmalı, somut düşünmeyi öğretmeliyiz. Çocuk, somut düşünür. İlkokul birinci sınıftan itibaren somut düşünür, somut olanı algılar, öğrenir. Bunun için de derste somut eşya veya şekillerden yararlanmak çok önemlidir. Bu eşya ve şekillerden çocuğun hayatına girenler daha büyük önem taşır onlar için.

Saymalar iyi kavratılmalı. Bulunan sınıf seviyesine uygun, ritmik saymalar, değişik başlangıçlardan başlayaraksomut araçlardan yararlanılarak iyi kavratılmalıdır. Burada çocuk kendine göre yöntemler geliştirir; parmak sayar, başka bildiklerinden yararlanarak bilmediğine ulaşmaya çalışır, çizgi çizer vb. Bunlar hep zihinsel etkinliktir. Burada çocuğa müdahale etmemek gerekir. Çocuk süreç içinde parmak saymayı, eşya ve şekillerden yararlanmayı kendiliğinden kaldıracak ve soyutlamaya ulaşacaktır. Yani somuttan soyuta doğru bir yol…

Çarpım tablosu hiçbir zaman ezberletilmemelidir. Ezbercilik hem çocuğu sıkıntıya sokar. Hem de düşünme ve akıl yürütmeyi ortadan kaldırır. Saymayı öğrenen çocuk çarpmayı kolayca öğrenir. Önemli olan çarpma cümlesini doğru kurarak cümlenin anlattığını anlamak ve onu yapmaktır. Örneğin 4x3 çarpma işleminde çocuk “dört tane üç, ya da üç tane dört kaç eder?” soru cümlesini doğru kurabilsin ve cümlenin sorduğu soruyu sayarak, yani 3+3+3+3 ya da 4+4+4 sayma becerisini gösterebilsin ve buna alışsın.

Matematikte, matematiksel cümle kurmak önemlidir. Bütün matematik işlemlerinde; yani toplama, çıkarma, çarpma ve bölmede yapılan işleme uygun cümle kurdurulmalı ve işlem üzerinde de göstermesi sağlanmalıdır. Çocuk cümleyi söylerken, cümlenin sorduğu soru üzerinde düşünmeye ve cümlenin önerdiği eylemi yapmaya yönelecek ya da bu kendisine öğretilecektir.

Bunun yanında mümkün olduğunca ev ödevlerinden kaçınılmalıdır. Eğitimin esas ortamı okuldur. Çünkü çocuğun anlayamadığını, tıkandığı bir durumda danışacağı öğretmeni, öğrenci arkadaşları okul ortamındadır. Evde yapması için ödev verdiğimiz çocuk, çözemediği sorularda danışacağı kimseyi bulamayabilir. Aile yardımcı olmayabilir. Çocuk, yanlış yaparsa, yanlış yapa yapa yanlış öğrenme gerçekleşmiş olur. Öte yandan çocuğun dinlenme, eğlenme ve oynama zamanına müdahale edilmemelidir. Çalışma planı yapılacaksa bunlara dikkat edilmelidir. Okula dinlenmiş, stressiz, neşeli gelen öğrenci okulda daha başarılı olur. Ev ödevleri genellikle öğrencileri strese ve sıkıntıya sokar.

Acelecilikten kaçınılmalıdır. Unutulmalıdır ki, acelecilik başarısızlığı; sabırla kavrayarak ilerleme yöntemi de başarıya götürür. Geç kalma endişesi ile ele alınan konu iyice kavratılmadan, bir sonraki konuya geçmek işi zorlaştırır ve bizi başarısızlığa götürür.

Sonuç olarak, matematik sayılarla, rakamlarla, işaret ve sembollerle oynanan çok zevkli, eğlenceli; zevkli ve eğlenceli olduğu kadar da düşündüren, zekâyı geliştiren, insan zihninde geniş ufuklar açan bir oyundur. Eğer bu oyun kurallarına göre oynanmazsa karmaşıklaşır, içinden çıkılmaz bir “matematik korkusuna” dönüşür. Öğretmenlere düşen görev oyunu kurallarına göre oynatmalı ve matematik zevkini öğrencilerine tattırmalıdır.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.