ÇOCUKLAR VE ÇALINMIŞ HAYATLAR
.
ZEYYAT ŞAHİN
-TÜRK çocukları neden spor ve bilim olimpiyatlarında derece yapamaz? Acaba suç çocuklarda mı? Tabi ki değil. Çünkü Türk çocuklarının bedensel ve zihinsel gelişim çağı anne babalar için başka bir çağdır. Bu çağ, onlar için sahip olma çağıdır. Anne babalar çocukların gelişimi için harcanması gereken para ve enerjiyi demire, çimentoya, kuma harcarlar.
Bitmeyen ev ve araba taksitleri dururken kitaba, seyahate, beslenmeye para harcanmaz. Onlara öyle öğretilmiştir, zaten bu vizyonsuzluk da aynı biçimde aileden mirastır. Soğan ekmeğe talim edilir, tatil sözcüğü neredeyse yasaktır ama olsun, çocuklara bir ev bırakılacaktır. Evet, gerçekten de çocuklara başlarını sokacak bir ev bırakılır, bırakılır ama dünya hızla değişirken çocuklar, yarışta hep geride kalır. Çünkü gelişmemiş bir beden ve fonksiyonel hale gelmemiş bir zihinle, dünyayla girdiği yarışta hep sonda kalır zavallı çocuklar.
Türk şehirleri neden bu kadar zevksiz ve estetik yoksunudur? Acaba suç mimarların, mühendislerin, şehir plancılarının mıdır? Tabi ki değil. Çünkü Türk mimarı güzel şehir görmemiştir çoğunlukla. Anne babaların bitmek bilmeyen mülk edinme, koltuk yenileme, para biriktirme hırslarının ürünüdür onlar. Alıp başını seyahate çıkamamışlardır, Ömürlerini kötü bir şehirde, o çok kötü mimari dokuyu görerek geçirmişlerdir. Onlar bildiklerini inşa ederler sadece. Aslında kasıtlı değildir bu çirkinlik abidesi kentler. Türk mimarı hayalsizdir çünkü hayalleri anne babası tarafından çalınmıştır. Biriktirdikleri parayla çocuklarına bir hayat satın almayı düşünen anne babalar, biriktirebilmek için çocuklarının hayallerini ve daha iyi bir hayat tasavvurunu çalmışlardır.
Türk okuryazarı neden dünyanın en okumaz yazmaz okurudur? Suç onların mıdır sadece? Tabi ki değil. Çünkü anne babalar evlerinin ihtiyaçlarını en ince ayrıntıya kadar düşünür ama ihtiyaç listesinde kütüphane yoktur. Tabağa, kristal kadehe, çeşit çeşit biblolara harcanmaktan kitaba asla sıra gelmez. Ama haklıdır anne babalar, kitaplardan söz açıp komşuyu kıskandırmak mümkün değildir. Komşulara hava atamadıktan sonra para harcamanın ne önemi vardır ki?
Velhasılı kelam bu ülkenin çocukları masum. Onlar, öğrendikleri gibi yaşıyor. Başka bir hayatın mümkün olduğunu öğrendiklerinde ise çoktan iş işten geçmiştir. Artık hayata karşı koyacak güçleri kalmamıştır ve en iyisi anne babaları gibi yaşayıp gitmektir.
Ve böylece her şeyi olan ve fakat hayatları olmayan, hayatı nefes almaktan öteye taşıyamayan insanlar dolduruyor sokaklarımızı.