ÇİMMEK ANAYASAL HAKKIMIZ
ÇİMMEK ANAYASAL HAKKIMIZ
ZEYYAT ŞAHİN
-(Havlumuzu kaptık geliyoruz)
Deniz bizim kum bizim
Oğlan bizim kız bizim
Oynasın sahillerde oğlan kız
Sahiller anayasal hakkımız bizim
Ey Teba-yı Cumhuriyet! Ey leb-i derya Antalya şehrinin güzide ahalisi.
Biliyor musunuz anayasa ne buyuruyor? Madde 43: “Kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada kamu yararı gözetilir…”
Şimdi sormak icap etmez mi: Anayasa ne söyler, anayasayı uygulamak görevli olanlar neyler? Leb-i derya bir şehirde yaşayıp da o deryada şöyle bir çimmek için para ödemek ne menem bir iştir?
Anayasaya inat ve anayasa rağmen kıyılarımız işgal altında. Ya oteller parsellemiş kıyılarımızı ya da ‘beach park’lar. Sakın servet düşmanı, turizm karşıtı olduğumuz sanılmasın. Amma ve lakin deniz kıyısında yaşayıp da denize girmek için birilerine para ödemek gücümüze gidiyor.
Ey Erbab-ı Siyaset! Teba-yı Cumhuriyetin bu hali pür mealine kulak ver. Seni vekil, seni başkan eylediğimizde yıldızlı otellerin havuzlarında bizi unutma. Sana havuz helal olsun, hakkındır; amma ve lakin hakkımızı gasp edenler için bir hal çaresine bak.
Ey Erbab-ı Siyaset! Anayasamız 43. maddesinde bize kıyılardan yararlanmayı vaat ederken 5. maddesinde devletin görevleri diyerek sana da: “Kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak” görevi yüklüyor.
Ey Teba-yı Cumhuriyet! Fark ettiysen anayasamız gayet açık bir lisanla hakkımızı bize izah ediyor. İşte bu bir anayasaya sahip olmanın nimetlerindendir. Amma bilesin ki hakkını aramayı bilmezsen kimsenin bunu vermeye niyeti yoktur. Çünkü bu toplum zaten az okur, anayasayı ise hiç okumaz. Okuyanlar da nereyi kendime yontabilirim sevdasındadır. Oysa anayasa bütün hakları millete yontmak için teşkil edilmiş bir metn-i mübarektir.
Ey Erbab-ı Siyaset! Ahdımız var, biz artık hakkımızı talep edeceğiz. Madem anayasanın 6. maddesi: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” diyor; madem 10. madde: “Herkes kanun önünde eşittir… Hiçbir kimseye, aileye ve sınıfa imtiyaz tanınamaz.” diyor, Teba-yı Cumhuriyet olarak, yani imtiyazın asıl sahibi olarak şöyle doyasıya ve korkusuzca dilediğimiz kıyıda çimmek istiyoruz. Neden mi? Çimmek anayasal hakkımız çünkü.